Uzun bir toz sürüsünün esiri olmuş, cilalı tahtalarla kaplanmış yolun virajından geçtikten sonra, önceki tahta yola göre daha ince ve kavisli, küçük meşaleleri andıran altın kaplama kulpların süslediği yolu aştıktan sonra en nihayetinde hayatım boyunca vaktimi harcamaktan çekinmediğim olağanüstü yere geldim. Öğrencilik dönemimden önce bir kaç daha kitap okumayı, ufkumu açmayı ve zihnimi daha zinde tutmak istiyordum. Uzun gölgemin beni izlediği kavisli yolu geçtikten sonra bomboş kütüphanenin ortasında buldum kendimi. Engel olamadığım takıntılarım beni kitaplara sürüklüyordu. Minik adımlarla kitapların sıralandığı yere doğru ilerledim. Başka bir vakit olsa derin derin düşünüp bir kitap seçerdim. Fakat içimdeki yoğun hislerin ağır kuvvetlerine karşı koyamıyordum. Korkuyordum... Her an kapıdan birisi çıkıp bana acı çektirmesinden korkuyordum. Yarı uykulu gözlerimi biraz daha aralayarak elimi en azından biraz önce geçtiğim yol kadar tozlu sütuna soktum. Ağır bir kitabı tutmuş olsam gerek geri çekmekte biraz zorlandım. Bitişiğimdeki masanın üzerine bırakıverdim kitabı. Cebimden çıkardığım mendille kitabın kapak tarafını iyice temizledim. Üzerinde italik el yazmasıyla ' La Divina Comedia ' yazıyordu. Dante'nin bayıldığım kitaplarından birisiydi. Nazikçe sayfalarını karıştırdım. Halâ okunabilir sayfalardı. En belirginini seçtim ve sesli bir şekilde okumaya başladım.
" Vergilius'la Dante Phlegethon nehrini geçmişler ve kendilerini garip bir ormanda bulmuşlardır. Bu ormandaki her ağaç, intihar suretiyle canına kıymış bir günahkârını ruhundan başka bir şey değildir. Çıplak dallar arasında, yüzleri genç kızın yüzüne, vücutları kuşa benzeyen Harpyialar, ortalığı garip ötüşleriyle çınlata çınlata, uçmaktadır.
Dante, ağaç haline gelmiş ruhlardan biri, yani Pier della Vigna ile konuşur. Bundan sonra, aynı ormanda cezalandırılan aşırı israf yüzünden allarını, mülklerini heba etmiş günahkârların, aç dişi köpekler tarafından kovalanışları ve parçalanışları sahnesine şahit olurlar.
9 Nisan 1300, mübarek cumartesi günü, sabaha karşı. "
Bir anda soluğumu kestim. Benim kaderimde Dante'nin ki gibi mi olacaktı. Ya da daha doğru bir dille Dante'nin şahit oldukları gibi mi ? Kaderim 'cehennem' mi olacaktı ? Korkuyordum...